Patience Essence Stradlin Hogwarts Yüksek Müfettişi
| Konu: Ence Stradlin. Çarş. Ocak 20, 2010 9:16 pm | |
|
Ad-Soyad: Patience Essence Stradlin Karakter yaşı: 25 İstenen Meslek: Hogwarts Yüksek Müfettişi Örnek Rp:
- Spoiler:
Las Vegas'ta sıradan bir gün Ence için. Nevada her zamanki borç batağında, Ence de oradaki minyatür bir batakta debeleniyor. Muggle'larla aynı masada oturmaktan hiç hazzetmese de, kumar kanında dolaşan bir zehir artık. Büyücülerle asla bu kadar eğlenmiyor. Hem çeşitli bahanelerle bu kadar göz alıcı olmak da son derece hoşuna gidiyor. Şu an tüm vücudunu ikinci bir deri gibi saran kırmızı, parıltılı elbise örneğin. Şüphesiz ki bu elbise ve Ence'in kusursuz vücut hatları sayesinde onların masasının çevresi en kalabalık. Ence ise onlara aldırış etmeden bir elindeki kent diziye, bir de kumar dostlarına bakıyor. Bayan Alfredson'un ağzı kulaklarında. Ence'e göre blöf yapıyor. Çünkü bir ağız ancak floş barındırdığında bu kadar sırıtabilir ve Alfredson floşa sahip olduğunda boncuk boncuk terler. Bay Derrick her zamanki gibi bir duvardan farksız. Adamın elini tahmin etmek imkansız; tabi zihnefendar olmanın farkını da burada yaşıyor cadı. Bay Newport her zamanki gibi endişeli. Yine iflas edecek. Karısının onu yeniden terk edecek olması ne acı. Dean ise yine aynı rahat tavırlarıyla oynuyor sakızını. Dean, Ence'in suç ortağı, öylesine büyük hareketlerle çiğniyor ki sakızını; küçük dilini görmek mümkün.
Ence bir gizli ortağına, bir rakiplerine baktı yeniden. Sıra ondaydı. Önündeki pullar tükenmek bilmiyordu; devamlı kazanıyordu. Zaten Muggle kentlerinde zihin okuyup kumar kazanarak kendine bir servet yapmış; bu paraları bir Muggle parası koleksiyoncusu ve hatta kaçakçısı bir adama galleon karşılığı satıyordu. Bu sayede köşeyi dönmüştü. Her hamlesini yapmadan önce yaptığı gibi elini zümrüt yeşili elmaslı ufak kolyeye götürdü; sanki ihtiyacı varmış gibi. Ancak gerçekten şans getirdiğine inanıyordu yine de. Bu kolyeyi kumar paralarından oluşturduğu servetle edinmemişti. Son derece değerli olmasına karşın, ona doğduğundan bu yana sahipti. Sadece o değil, kaderleri birlikte yazılmış üç kişide vardı kolye. Patya Ivanov ve Adolph Stanton. O iki adamla büyümüştü çocukluğundan beri. Büyücü yetimhanseninin ayrılmaz çetesiydiler. Ve hala kopmamışlardı, nedensiz şekilde. Deli araştırmaları da hiçbir zaman doğru düzgün bir sonuç verememişti ne yazık ki. Eli kolyesinde, öylece dalmıştı mavi gözleri genç kadının. Yanındaki tıknaz, bıyıklı iş adamının sesini işitti; "Güzelim, o kadar vahim durumda mısın?" Masanın her bir yanından yükselen yapmacık kahkahalara yapmacık bir sırıtmayla cevap verdi. Önündeki tabletlerden kırmızı birkaç tablet öne sürerken, kolyenin dokunduğu nokta atşe değmişçesine yandı. Parıltılı mekanın her bir yanında yankılanan çığlığı herkesi yerinden sıçrattı. Şimdi sadece masanın çevresindekiler değil, yan masada rulet oynayanlar da Ence'e bakıyordu. Birkaç saniye şaşkın bir şekilde diğerlerine, en çok da Dean'e baktı. Muggle ortağının şaşkın bakışları altındayken, tekrar rolünü üstlenip şuh bir şekilde gülümsedi. Şişman iş adamının kravatından tutunup ayağa kalkarken; "Elim o kadar fena değil ihtiyar." dedi. Yanağına ufak bir öpücük kondurduğu adam yarı veela cadının büyüsüne kapılıp eli devralırken, masada yeni bir yapmacık gülüş dalgası yayıldı. Tek gülmeyen Dean'di. Ence bunu ona nasıl açıklayacağını bilmiyordu; kendisine bile açıklayamazken.
Out: Kısa. Uzun yollamalı mıyım?
| |
|