Karanlık gökyüzünde bulutların arkasından geceye hükmeden dolunayın cılız ışıkları aydınlatıyordu bu küçük, dar ve ıslak sokakta süzülürcesine ilerleyen o ince silueti.. Sessizliği bozan tek şey genç cadının topuklu ayakkabılarının ıslak kaldırımda çıkardığı tiz bir sesti. Ritmik ama rahatsız edici.. Bir de yeni durmuş bir yağmurun geride bıraktığı su birikintilerinden, pek işe yaradığı söylenemeyecek sokak lambalarından veya evlerin çatılarından damlayan suyun ancak dikkatle dinlendiğinde duyulabilecek o zayıf sesi. Rüzgar, tenini okşayarak geçip gidiyordu adeta. Karanlık sokakları bu yüzden seviyordu Marv, sessizdi ve ona garip bir şekilde güvende olduğunu hissettiriyordu. Ama, yanılıyordu. Ve bunu yıllar sonra büyük bir bedel ödeyerek anlayacak olması ne acıydı..
Dar bir dönemece saptıktan sonra o geniş ve gürültülü bar sokaklarına girmişti sonunda. Eh, aslında istediğide buydu, biraz içip kafa dağıtmak. Jann’s Barın tahta kapısını büyük bir gıcırtıyla açtıktan sonra derin mavi gözleriyle içeriyi süzdü bir süre. Her zamanki gibi en köşedeki o küçük masaya doğru ilerledi ve sağlamlığından şüphede olduğu sandalyeye bıraktı narin bedenini. Söylediği bir ateş viskisinden sonra bakışları yeniden açılan kapıya kaydı ve içeriye giren bir grup büyücüde sabitlendi. Ortalarında heyecanlı bir şekilde bir şeyler anlatan çocuğun yüzündeki alay dolu ifade, bakışları Marv'e çevrildiğinde dondu ve hafifçe bir tebessüm oluştu dudaklarında. Arkadaşlarına dönüp bir şeyler söyledikten sonra- ki ne söylediğini duyması o gürültüde imkansız gibiydi- köşedeki masaya doğru ilerlemeye başladı. Bu süreç boyunca delici bakışlarını çocuktan ayırmamış olan Marv az önce gelen ateş viskisi bardağını parmakları arasında çevirmeye başladı. Gelen çocuğu tanıyordu, ikizinin geçen yıl birlikte olduğu Slytherin. Neydi adı, ahh. Hatırlayamıyordu. Bu zayıf hafızası yüzünden bir gün başına bir iş geliceğine emindi. Okula döndüğünde bu konuyla ilgili bir iksir falan araştırmalıydı kesinlikle. Onun aklından bu düşünceler geçerken şu Slytherin'li masaya oturmak için izin istiyordu. Boştaki eliyle işaret eden genç cadının ince yüz hatlarında soru soran bir ifade vardı. Neden burda olduğunu merak ediyordu. Adras hakkında bir şeyler mi öğrenmek istiyordu? Eğer öyleyse, defolup gidebilirdi.
Çarş. Ocak 20, 2010 12:02 pm